Yeni Ales Sınav Yönetmeliği Nasıl Olacak?



Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) ALES sınavına ilişkin bir daha doğrusu sınavın senaryosuna ilişkin birtakım değişiklikler yapma kararı aldı. Henüz çok yeni bir haber, daha dumanı tütüyor diyebiliriz. Muhtemelen bu değişikliğin ilk eleştirilerini de biz yapıyor olacağız.

Öncelikle yapılan değişiklikleri özetleyerek başlayalım. Yüksek Öğretim Kurulu Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan basın açıklamasından alıntıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.

- ALES’te test sayıları azaltıldı.
- Soru sayısı azaltarak, soru başına düşen süre artırıldı, toplam sınav süresi kısaltılmış oldu.
- Eşit ağırlıklandırılmayan ALES Eşit Ağırlık puanı, artık eşit ağırlıklı hale getirildi.
- ALES sonuçlarının geçerlilik süresi üç yıldan beş yıla çıkartıldı.

Yukarıda yazdıklarım değişiklerin teknik bir özetiydi. Peki neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyuldu? Bence çok açık. En önemlisi yıllardır söylemekte olduğum sınavın kapsamı konusundaki değişiklik ve buna neden ihtiyaç duyulduğu da YÖK’ ün kendi açıklamasında mevcut:

“ALES, sınava katılan adayların sayısal ve sözel konularda üst düzey düşünme becerilerini, ölçmeye dönük tasarlanmış olmakla birlikte zaman içinde daha çok bilgiye dayalı sorulardan oluşan bir sınava dönüşmüştür. Sayısal-I ve Sayısal-II test soruları, daha çok temel matematik bilgisini ölçen soru türlerine dönüşmüş, ALES Sayısal Testi ile amaçlanan sayısal akıl ve mantık yürütme becerisinin ölçülmesine dönük soru tiplerinde bir azalma eğilimi gözlenmiştir. Benzer şekilde, ALES Sözel-I ve Sözel-II testlerini oluşturan soruların da daha çok Temel Türkçe Dil Bilgisi konuları etrafında yoğunlaştığı gözlenmiştir. Bu durum, ALES Sayısal testinde olduğu gibi ALES Sözel testinin de bu sınavın esas amaç ve kapsamının dışına çıkmasına sebep olmuştur. Ayrıca Sayısal-I ile Sayısal-II, aynı şekilde Sözel-I ile Sözel-II sorularının benzerlikler gösterdiği, bunlar arasındaki sınırların çok net olmadığı gözlemlenmiştir.”

Zararın neresinden dönsek kardır

Yıllardır beklediğim, bu önemli tespiti okuduğum an yaşadığım mutluluk tarif edilemez. Tarif edilemez dedim çünkü belki de bütün sınav sistemlerimizdeki pek çok aksaklığında düzeltilebileceğine dair bir umut kapladı içimi. Sınav sisteminin en önemli eksikliği -hemen hemen herkesin dile getirdiği- sınavlarımızın ne bilgiyi ne de yeteneği ölçemiyor oluşu. Yukarıdaki karar kısaca “biz ALES sınavında esas ölçmek istediğimizi ölçmekten uzaklaştığımızı fark ettik” demek. Zararın neresinden dönsek kardır diyelim.

Sınav sistemleri ile ne ölçmeye çalışıyoruz ama ne ölçüyoruz konusu çok farklı ve uzun uzun sizlerle fikirlerimi paylaşacağım bir konu. Ancak ALES özelinde bu kararın üzerine biraz değineceğim. Bir defa ALES sınavı nedir? Lisans mezunu kişilerin, akademik kariyer yapabilmek için bir sonraki basamak olan yüksek lisans eğitimine başlamak amacıyla ya da özel ya da kamu sektörü çalışanlarının ilerlemek istedikleri alanda ya da kendi alanlarında derinlemesine bilgi sahibi olabilmek adına yüksek lisans eğitimine başlamak amacıyla girdikleri sınavdır. Şöyle bir analiz yapabiliriz; Pek çok öğrenci üniversiteye gelene kadar kendilerini keşfedemiyor, Matematik-Türkçe alanlarından yeteneklerini arttıracak bir eğitimi alamıyorlar, bir şekilde ya insanüstü çabalarla ya da hayallerinin dışında bölüm veya üniversiteler yerleşerek lisans mezunu oluyorlar.

İkizkenar üçgen ne ifade ediyor?

1-) Öğrenci üniversitede kendini keşfeder ve yeteneklerine göre isabetli bir meslek alanı seçmeye karar vererek zararından döner. Bu durumda gireceği sınavın artık eşitsizlik, mutlak değer, ikizkenar üçgen veya anlam bütünlüğü sormasının bir anlamı yoktur.

2-) Öğrenci kendisi için doğru alanı seçmiş olan şanslı zümrededir. Sektörde çalışmaktadır. Alanı hakkında saha tecrübesi edinmiştir. Sektör tecrübesini üniversiteyle paylaşmak ve alan hakkında derinlemesine bilgi sahibi olarak sektöre götürmeyi hedeflemektedir. Hala eşitsizlik, mutlak değer, ikizkenar üçgen veya anlam bütünlüğü çözmesine gerek yoktur.

3-) Öğrenci akademik kariyer yapmaya karar vermiştir. Sürekli araştırma yapacaktır, metin üretecektir, ders anlatacaktır. Bu halde, diğer iki adaya göre matematik ve dil bilgisi hakimiyetinin fazlalığı mesleğinde nispeten avantaj getirecektir. Ancak mesleği bundan ibaret olmayacaktır.



Tüm olasılıkları düşündüğümüzde, YÖK’ ün aldığı bu kararın ben salt ALES adayları için değil bütün eğitim sistemi adına bir adım olduğu görüşündeyim. Tezsiz yüksek lisanslarda zaten ALES şartı kalktı. Tezli yüksek lisanslar için devlet üniversitelerinin ALES barajı ile vakıf üniversitelerinin ALES barajı arasında ciddi bir fark var. Vakıf üniversitelerinde neredeyse artık isteyen her lisans mezunu tezsiz yüksek lisans yapabiliyor. Buradan hareketle ALES’ i tezli yüksek lisans için değerlendirdiğimizde, sınavda, matematik bilgisi ve dil bilgisi ile ilgili soruların sayısının daha azaltılması buna mukabil sayısal ve sözel mantık sorularının arttırılması, sınavı kolaylaştırmaz bilakis temelden matematik ve sözel bilgisi iyi olan öğrencilerin yarattığı fırsat eşitsizliğini nispeten önleyerek çözümleme kabiliyeti daha fazla olan lisansüstü öğrencileri yetiştirmek üzerine bir süzgeç haline gelir.

Soruların zorluk derecesi bambaşka bir konu. Sınav bu haliyle pek çok aday için daha zor hale gelebilir, daha kolay hale de gelebilir. Her halde 20 yılını soru çözerek geçirmiş ve lisansüstü seviyesine gelmiş adayların, aynı hafızayı ve aynı teknikleri kullanarak çözümü değil sorunun cevabını bulmak refleksinden ayrılarak akıl yürütme özelliklerinin gelişmesine faydalı olacaktır. Sınavın zorluk derecesini de ÖSYM’nin, YÖK’ ün yetiştirmek istediği insan profiline uygun hazırlayacağı bir ortam diliyoruz tabi ki. YÖK’ün “biz neyi ölçmeye çalışıyoruz” sorusunu açıkça sorguladıklarını söyleyerek aldıkları bu kararı eğitim sistemimize hayırlı olsun.

ALES Sınavı

ALES 2023