Proje okullar nasıl belirlenecek ve seçimi kim yapacak?



Bir kurumun proje okul olarak seçilme kriterlerinden biri merkezi sınav başarıları olacak. Ancak uyguladığı projeleri, akreditasyonları, yetiştirdiği devlet adamları da bir okulun proje okul olarak seçilmesinde rol oynayacak.

BU yıl ilk kez TEOG yerine uygulanacak olan liselere geçiş sisteminde sınavla öğrenci alacak okulları hem Başbakan Binali Yıldırım hem de Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz “proje okullar” diye nitelendirdi. Sınavla öğrenci alacak okulların sayısının da şimdilik 600 olarak açıklanması sayıları 200’ü aşan proje okullara yenilerinin ekleneceği anlamına geliyor. Sınavlı okulların açıklandığı gibi 600’e tamamlanabilmeleri için de bu sayının üzerine yaklaşık 400 okul daha eklenmesi gerekecek.

Peki bu okullar nasıl belirlenecek ve seçimi kim yapacak?

Dün de yazımızın ilk bölümünde belirttiğimiz gibi var olan proje okullara yenilerinin eklenebilmesi için kriterler var. Bu kriterler de geçtiğimiz eylül ayında çıkarılan Proje Okullar Yönetmeliği’nde 8 madde halinde açıklandı. Bu kriterlerden biri merkezi sınavlar demiştik. Okul, merkezi sınavlarda kendi türünde başarı ortalamasına göre il genelinde ilk beş dereceye sahip olduğu takdirde proje okul olarak seçilebilecek. Ancak bunun dışında 7 farklı kriter daha bulunuyor. Gelin bu kriterlerin neler olduğuna bakalım:


PROJE OKULLARI KİM BELİRLEYECEK?

Proje Okullar’ın nasıl seçileceği de yönetmelikte açıklanıyor. Buna göre Proje Okulu Komisyonu oluşturuluyor. Bu komisyon müsteşar ya da müsteşarın uygun göreceği bir müsteşar yardımcısının başkanlığında, İnsan Kaynakları Genel Müdürü, okul/kurumun bağlı bulunduğu ilgili genel müdür, okul/kurumun bağlı bulunduğu ilin milli eğitim müdürü ve projenin niteliğine göre davet edilecek uzmandan oluşuyor. Bu komisyon il milli eğitim müdürlüğünce uygun bulunanları değerlendiriyor. Yani ilk kararı veren il müdürlükleri oluyor. Uygun bulunanlar okul/kurumun bağlı bulunduğu genel müdürlüğe bildiriliyor. Bakan onayı ile de proje okul yapılıyor.

HANGİ KRİTERLER VAR?

1- DİĞER OKULLARA GÖRE ÖN PLANA ÇIKMASI: Uygulanacak projenin niteliğine uygun kendi türünde fiziki altyapı, donanım, insan kaynağına sahip olması, eğitsel ve sosyal faaliyetler bakımından bulunduğu yerleşim yerindeki diğer okullar arasında ön plana çıkması.

2- DEZAVANTAJI AVANTAJ OLACAK: Dezavantajları veya başka bir nedenle beklenen gelişimi sergileyemeyen okullardan kapsamlı bir gelişim planı hayata geçirmek üzere seçilmiş olması.

3- FARKLI PROGRAM VE PROJE UYGULAMASI: Bakanlıkça ulusal veya uluslararası düzeyde yeni ya da farklı bir program veya projeyi uygulayan veya uygulanması planlanan okul olması.

4- STK İŞBİRLİKLERİ: Kamu kurum/kuruluşları, organize sanayi bölgesi, serbest ticaret bölgesi, ilgili alanda büyük ölçekli işletme veya sivil toplum kuruluşları ile görev alanına uygun kendine has uygulamalar ve kapsamlı çalışmalar içeren konularda protokol yapması.

5- ALANA AİT PROGRAM: Alana ait bir dal programında eğitim yapan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu olması.

6- AKREDİTASYONU: Bakanlığın kabul ettiği uluslararası yetkili kurum ve kuruluşlarca akredite edilmiş olması.

7- YETİŞTİRDİĞİ DEVLET ADAMLARI: Okulun açılış tarihi, yapısı veya yetiştirdiği devlet adamları itibarıyla tarihi nitelik taşıması, şartlarından (2) bendine göre seçilecekler hariç olmak üzere en az ikisini sağlama şartı.



‘TABELA’ LİSELERİ Mİ OLDULAR?

ÜNİVERSİTE sınavlarında başarılı okullardan biri olan Anadolu liselerindeki eğitimin niteliği uzun yıllardır sorgulanır oldu. Çoğu için “tabela” liseleri tanımı kullanılıyor. Nedeni de önce bu okullarda hazırlık sınıflarının kapatılması, ardından dil saatlerinin azaltılması, sayılarının hızla artması, son olarak da 2016 yılında tüm genel liselerin Anadolu ve imam hatip liselerine dönüşmesi.

Anadolu liselerinin temeli 1955’te İstanbul, İzmir, Eskişehir ve Konya, Samsun ve Diyarbakır’da yabancı dille eğitim yapmak üzere kurulan ve sınavla öğrenci alan Maarif Kolejleri’ne dayanıyor. Bu okullarda matematik ve fen başta olmak üzere sayısal dersler İngilizce okutuldu.

MAARİF’TEN ANADOLU’YA

1975 yılında genelgeyle Anadolu liseleri adına dönüşen bu okulların sayısının bir yıl sonra artmasına karar verildi. Bu artış son hızla devam etti ve geçen yıl genel liselerin Anadolu liselerine dönüşmesiyle birlikte sayıları bu yıl 2 bin 412 oldu.


2005-2006 öğretim yılında Anadolu liselerinde hazırlık sınıfları kaldırıldı ve aynı zamanda yabancı dilde okutulan matematik, fen, biyoloji, kimya gibi fen derslerinin de yabancı dilde okutulması uygulaması son buldu. Bu dersler Galatasaray Lisesi, Kadıköy Anadolu lisesi, İstanbul (Erkek) Lisesi gibi okullar dışında Türkçe okutulmaya başlandı. Kuruluşundan bu yana hazırlık sınıfı bulunan İstanbul (Erkek), Galatasaray ve Kadıköy Anadolu liselerindeki 2 yıllık hazırlık sınıfları aynı yıl birer yıla indirildi.

2006-2007 öğretim yılında bu üç okula ek olarak Kabataş Erkek, Cağaloğlu Anadolu Lisesi ve Vefa Anadolu Lisesi’ne birer yıl hazırlık sınıfları kondu. Bir yıl sonra Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi, Ankara Atatürk Anadolu Lisesi, İzmir Cihat Kora Anadolu Lisesi ve Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi eklendi.

DİL SAATLERİ AZALDI

Anadolu liselerinde 2010-2011 öğretim yılında birinci yabancı dil dersleri de haftada 10 saatten 6 saate düşürüldü. Bu yıla kadar sayıları 4 ilde 10 taneydi. Ancak 2017 Haziran’da Haydarpaşa Anadolu Lisesi’ne de bir yıl hazırlık sınıfı konunca sayıları da 11 tane oldu.

Geçtiğimiz haziran ayında ders saatlerinde yapılan değişiklikle 9’uncu sınıfta 3, diğer sınıflarda 2’şer saat olan birinci yabancı dil ders saatleri 9’uncu sınıftan itibaren 4’er saat olarak yeniden düzenlendi. Ancak hazırlık sınıfı olan Anadolu liselerinde ise birinci yabancı dil ikinci sınıfta 6 saat iken, 4 saate düşürüldü.



DÖNÜŞEN OKULLAR NE OLACAK?

Bu arada sınavla öğrenci alacak okulların belirlenme sürecinde özellikle il müdürlükleri listeleri hazırlarken merkezi sınav sonuçlarını dikkate aldıkları bilgisi geliyor. Ancak eğitimciler “dönüşen okullar” ile ilgili uyarıda bulunuyor. Hatırlanacağı üzere genel liseler ve imam hatip liselerinin tümü ile kapatılan Anadolu öğretmen liseleri 2016 yılında son mezunlarını vererek, Anadolu lisesi dönüşümlerini tamamladı. Bu süreçte okulların kimi fen, Anadolu yada sosyal bilimler ile Anadolu imam hatip liseleri oldu. Bu okullar henüz mezun vermedi. Bu nedenle de kriter olarak dönüşen okullarda sınav başarısını dikkate almak da mümkün olmayacak. Bu yüzden eğitimciler eleştirilerini, “Birçok ilde sınavla öğrenci alacak okullar belirlenirken sadece sınav kriterleri dikkate alınıyor. Ama mezun vermeyen dönüşen okullar ne olacak? Bu okullardan hiçbiri sınavla öğrenci alan okula dönüşemeyecek mi?” diye soruyor.


İSTEYEN OKULA KENDİ SINAVINI YAPMA HAKKI

Pr je Okullar yönetmeliği bu kurumlara kendi sınavlarını yapma hakkı da veriyor. Buna göre okullar isterlerse öğrenci alımını yazılı ve sözlü ya da yazılı-sözlü sınavlarla yapılabilecek. Ayrıca seçilen bu okullara misafir öğrenci kabulünün de yolu açık. Güvenlik tedbirleri uygulanan bölgelerden başka bir ildeki proje okuluna puan üstünlüğüne göre her şubeye en fazla iki misafir öğrenci kabul edilebilir.

5 BÜYÜK KENTTE İSTANBUL İLK SIRADA

Anadolu liselerinin ÖSYM- 2016 üniversite yerleşme oranlarını 5 büyük kent İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana açısından incelediğimizde ise lisans programlarına yerleşmede ilk sırada İstanbul olduğu görülüyor. Sınava giren 12 bin 721 öğrencinin yüzde 66.13’ü bir lisans programına yerleşmiş durumda. İkinci sırada Bursa var. Kentte sınava giren 4 bin 380 öğrencinin yüzde 64.7’si lisans programına girmiş. En düşük oran ise Adana’da. 4 bin 855 öğrenciden lisans programına yerleşenlerin oranı yüzde 37.20. YGS testlerinin yapılma ortalamalarında da puanlarda da bu tablolar değişmiyor.

TÜRKİYE’NİN İLK FEN LİSESİ ANKARA FEN İLK SIRADA

1955 yılında Maarif Kolejleri adı ile kurulan ve daha sonra adları Anadolu lisesine dönüşen okullardan sonra Türkiye’de sınavla öğrenci alan bir başka okul türü olarak fen liseleri kuruldu. Fen liselerinin kurulması kararı ilk olarak 1962’de toplanan 7. Milli Eğitim Şûrası’nda gündeme geldi. Fen liseleri öğretmenleri özel olarak seçildi ve yetiştirildi. İlk fen lisesi Ankara Fen Lisesi 1964 yılında açıldı. İkinci fen lisesi İstanbul Atatürk Fen Lisesi 18 yıl aradan sonra 1982 yılında eğitime başladı. Lise ilk öğrencilerini yine sınavla aldı.

Önce büyük kentlerde açılan bu okulların sayısı özellikle 2003- 2004 öğretim yılından sonra hızla artmaya başladı ve ilçelerde bile açıldılar.

Bu liselerin sayısı MEB 2016-2017 verilerine göre 294’ü buldu. Bu okullarda yaklaşık 100 bin öğrenci okuyor. Bu liselerin de birçoğu proje okullar listesinde yer alıyor. Yani müdürleri ve öğretmenleri bakan oluru ile atanıyor.

İLK 3 SIRADA KİM VAR?

İşte bu liselerin YGS başarılarına baktığımızda Ankara Fen Lisesi başarıda ilk sırada. YGS’ye 116 öğrenci girdi. 40’ar soruluk testlerde matematik ortalaması 36.72, fen ortalaması 35.23, Türkçe ortalaması 33.99, sosyal ortalaması 27.13. Okulun YGS puanları ortalaması 453.74 ile 430.88 arasında değişiyor.

İkinci sırada Adana Fen Lisesi var. YGS’ye 109 öğrenci girdi. Matematik ortalaması 36.11, fen ortalaması 34.60, Türkçe ortalaması 33.52, sosyal ortalaması 26.56. Öğrencilerin YGS puanları ise 447.75 ile 424.99 arasında.

Üçüncü sırada ise Bursa’dan TOFAŞ Fen Lisesi var. YGS’ye giren öğrenci sayısı 46. Öğrencilerin matematik ortalaması 35.60, fen ortalaması 34.05, Türkçe ortalaması 33.14 ve sosyal ortalaması 27.66. YGS puanları ise 444.64 ile 427.57 arasında değişiyor.

İstanbul’un en köklü okullarından biri ve Türkiye’nin ikinci kurulan fen lisesi olan İstanbul Atatürk Fen Lisesi 4’üncü sırada. YGS’ye giren öğrenci sayısı 100. Öğrencilerin matematik ortalaması 36.62, fen ortalaması 35.34, Türkçe ortalaması 33.41 ve sosyal ortalamaları 24.95. YGS puanları ise 449.66 ile 418.58 arasında değişiyor.

İZMİR FEN LİSESİ 1’İNCİLİKTEN 5’İNCİLİĞE

1983’te Türkiye’nin 3’ncü fen lisesi olarak kurulan İzmir Fen Lisesi ise kurulduğu tarihten itibaren hep ilk sıralarda yer aldığı yerini son iki yıldır kaybetti. 2015’te YGS başarı sıralamasında 2’nci sıraya düşen okul 2016’da ise 5’inci sıraya geriledi. Okulun başarı sırasında bu düşüşte proje okul olmasından sonra 14 öğretmeninin görev sürelerini doldurdukları gerekçesiyle okuldan ayrılmasının da etkili olduğu ifade ediliyor.