Üniversite Yerleştirmelerinde Devrim Gibi Kararlar

Üniversite Yerleştirmelerinde Devrim Gibi Kararlar



Üniversiteye girişte devrim gibi kararlar....

YÖK, üniversite başvuruları devam ederken şok kararlara imza attı.YÖK, üniversite başvuruları devam ederken şok kararlara imza attı. Tarihinde ilk kez, üniversiteye girişte, fakültelere taban puan getiriyor. İlk uygulama bu yıl tıp ve hukuk fakültelerinde gerçekleşecek. Gelecek yıldan itibaren diğer fakültelere de yayılacak. Getirilen yeniliklerden biri de başvuru kılavuzunda her fakültenin hatta bölümün karşısına, kaç profesörü, kaç doçenti ve kaç doktoralı öğretim üyesinin bulunduğu yazılacak...

YÖK Başkanı Yekta Saraç, üniversiteye girişte ilk taban puanları YÖK’ün belirleyeceğini, gelecek yıldan itibaren, isteyen üniversitenin taban puan çıtasını daha da yukarı çıkarabileceğine dikkat çekerek “Her şey öğretim kalitesini daha da yukarı çekmek için” dedi... Vakıf üniversitelerinde, aynı bölümdeki öğrenciler arasında, puan makasının 500 bin öğrenciye kadar çıktığını, bunun da eğitim kalitesini dibe vurdurduğunu, dört işlemi bilmeyen öğrencilerin mühendislik fakültelerine girdiğini hatırlatan Prof. Saraç, bu konuda herkesin kendi mesleğine sahip çıkmasını ve taban puanı çıtasının yükselmesi için baskı grupları oluşturmasını istedi.


Saraç, önceliğin neden hukuk ve tıpa verildiği konusunda ise “Şu an için en fazla titizlik göstermemiz gerekenler onlardı. Ama bu mühendisliğin ya öğretmenliğin daha az önemli olduğu ya da onlarda sorun olmadığı anlamına gelmemeli” uyarısında bulundu. MEB’in eğitim fakültelerine, mimar ve mühendis odalarının da mühendislik fakültelerine daha nitelikli öğrenci alınması için yüksek taban puan baskısı yaratmasının, daha iyi öğretmen ve daha iyi mühendis yetiştirilmesi konusunda çok yararlı olacağı vurgusu yapan Saraç, daha iyi bir eğitim için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini söyledi...


Bilinçli tercih dönemi

10 yıllık YÖK üyeliğinden sonra, başkanlık koltuğuna oturan Saraç, yükseköğrenim sorunlarına vakıf olduğunu ve ufak dokunuşlarla, özlenen ve hedeflenen başarılara ulaşılacağını söylerken, iki önemli değişikliğin daha detaylarını açıkladı. İlki şeffaflık, ikincisi de bilinçli tercih. Üniversite tercih kılavuzunda bundan böyle hangi bölümde kaç öğretim üyesi bulunduğu tüm detaylarıyla açıklanacak. Ayrıca hangi üniversitenin hangi fakültesinden mezun olanların, girdikleri giriş sınavlarında ne kadar başarılı oldukları da yine üniversite adaylarının bilgisine sunulacak. Böylece, öğrenci ezbere tercih yapmaktan kurtulacak. Üniversitelerin de kendilerini iyileştirmeleri konusunda sosyal baskı yaratılacak. Bu yöndeki ilk uygulama, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’nda (ÖYP) gerçekleşti. Sonuçlar, YÖK sitesinde herkesin bilgisine sunuldu. Saraç, bu sınavda, Ankara üniversitelerinin İstanbul üniversitelerine göre çok daha başarılı olduklarının da özellikle altını çizdi...


Kontenjanlar azaltılacak

Saraç, öğretim üyesi sayısında ve eğitim kalitesinde zafiyet içerisine düşen bölümlerde, kontenjan azaltımı da dahil her türlü tedbirin alınacağını ve üniversitelerdeki boş kontenjanların doldurulması için çeşit önlemlerin öngörüldüğünü, bunların ne olacağının da yakında açıklanacağını hatırlattı. Saraç, yüksek lisans ve doktoraya yönelik yeni düzenlemelerin de son şeklini aldığını ve birkaç gün içerisinde yayımlanacağını söyledi...


YÖK’ten vakıf üniversiteleri önlemi

YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu’nun (YÖK) bu yıl ilk kez tıp ve hukuk fakültelerinde uygulanacak taban puan şartı, akademisyenlerden destek buldu. YÖK bu kararıyla özellikle vakıf üniversitelerinin kontenjan doldurmak için düşük puanlarla öğrenci almasının da önüne geçmiş olacak.


AKADEMİK KADRO BİLGİLERİ KILAVUZDA

YÖK’ten alınan bilgiye göre, üniversiteye girişte ilk taban puanları kurul belirleyecek, gelecek yıldan itibaren isteyen üniversite taban puan çıtasını daha da yukarı çıkarabilecek. Başvuru kılavuzunda da değişiklik yapmaya hazırlanan YÖK, 4 yıllık lisans programlarının başvuru kılavuzunda her fakültenin ve bölümün karşısına, akademik kadro bilgilerine yer verecek. Bu uygulama ile öğrenciler, tercih yaparken bölümlerdeki profesör, doçent ve doktoralı öğretim üyesi sayısını da görmüş olacak. Öğretim üyesi sayısında ve eğitim kalitesinde düşüş olan bölümlerde, kontenjanlar azaltılacak.


AKADEMİSYENLERDEN TABAN PUAN YORUMLARI

Taban puan uygulaması ile özellikle son birkaç yıldır farklı üniversitelerdeki aynı fakültelerin, aynı programlarında okuyan öğrenciler arasında açılan makasın kapanacağına dikkat çeken tıp ve hukuk fakültesi dekanları, uygulama ile kalitenin de yükseleceğini savunuyorlar. YÖK’ün aldığı kararları Hürriyet’e değerlendiren akademisyenler, özetle şunları söylediler:


NİTELİĞİ TEŞVİK EDECEK

Prof. Dr. Erkan İbiş (Ankara Üniversitesi Rektörü): Üniversiteler eğitim birikimlerini uzun yıllarda elde ediyorlar. Elde edilen eğitimde, öğretimde ve araştırmada kalite, nitelikli akademisyen sayısıyla ilişkilidir. Bu bağlamda taban puan uygulamasını, niteliği teşvik edeceğinden destekliyorum. Ayrıca mevcut akademik kadronun da tercih kılavuzunda gösterilmesi, bu amacı güçlendirecek bir adımdır. Kontenjan azalması konusu da oldukça önemli. Her iki fakültemizde de kapasitemizin üzerinde lisans öğrencisi almaktayız. Bu kontenjanların kapasite ile sınırlandırılması, her iki fakültemiz açısından yüksek lisans ve doktora eğitimine daha fazla önem verilmesini sağlayacak. Ayrıca yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin artırılması, diğer üniversitelerin akademisyen ihtiyacını karşılama yönünde de önemli bir katkı sağlayacak. Akademik kadrolara da takviye yapıldığı takdirde Ankara Üniversitesi gibi köklü kurumlardaki yüksek lisans ve doktora öğrenci sayısı çok daha yukarı seviyelere çıkarılabilecektir.


YETKİN VE BAŞARILI HEKİMLER YETİŞİR

Prof. Dr. Haldun Müderrisoğlu (Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı): Uygulama ile belli bir puanın altında öğrenciler fakültelere alınmayacak. Kısa bir süre içinde yapılabilirse sonuç olarak çok olumlu bir karar. Serbest piyasa ekonomisi gibi düşünürseniz talepler kaliteliye yönelik olacaktır. Daha iyi elemanı olan, alt yapısı yeterli olan, ders verebilen, ders verme imkanları iyi olan fakülteler tercih edilecek. Bu da kaliteyi getirecek, tıp fakülteleri ellerindeki imkanları daha çok zorlayacak. Ne kadar üst dilimden öğrenci alınırsa mezuniyet sonucu da, kişilerin mezuniyetten sonraki profesyonel hayatı da iyi seyreder. Yetkin ve başarılı hekimlerin yetişmesi için iyi öğrencilerin fakültelere gelmesi lazım.


GEÇ KALINMIŞ BİR UYGULAMA

Prof. Dr. Fadıl Yıldırım (Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı): İsbetli bir karar. Bilgisayar programlarıyla donanımlar birbiriyle nasıl eşgüdüm halindeyse, hukuk ve tıp fakülteleri için de o programın ağırlığını kaldırabilecek öğrencilere ihtiyaç var. Fikri altyapının ve birikimin ancak bir taban puanla sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Geç kalınmış bir uygulama. Gazi’nin asgari 430 puanla aldığı bir öğrenciyi vakıf üniversiteleri 280 puanla alıyor. Bu durum ise mezunlar arasında uçurum yaratıyor. Düşük puanla üniversite okuyan öğrenci fakülteyi bitiriyor ancak meslek hayatında başarılı olamıyor.


ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLÜRSE KARDIR

Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı): Alınan kararın özellikle vakıf üniversitelerini ilgilendirdiğini düşünüyorum. Son yıllarda yeterince sorgulanmadan, kaliteye önem verilmeden arka arkaya açılan üniversite ve fakülteler ciddi anlamda bir kaos yarattı. YÖK de zararın neresinden dönülürse kardır düşüncesiyle taban puan uygulaması getiriyor. Geçmişte yapılan hatalar sonuna kadar desteklediğimiz bu uygulama ile umarız sona erer. Öğrencilerin üniversiteye girerken başarılarının yüksek olması mezuniyetlerini de etkiler. Üniversiteye giriş sınavlarında alınan puanlar, eğitim sürecine de yansıyor. Bu nedenlerle üniversiterde okuyacak öğrencilerin başarıları hayati önem taşıyor. Herhangi bir vakıf üniversitesinin tıp fakültesi ile devlet üniversitesinin tıp fakültesi birbirinden çok farklı puanlarla öğrenci alıyor. Bu durum ise bu öğrenciler arasında makasın açılmasına, standart sapmanın farklılaşmasına neden oluyor. İki farklı üniversitenin aynı bölümlerinde eğitimini tamamlayan öğrenciler mezun olurken kalite anlamında da aralarında ciddi uçurumlar meydana geliyor. Söz konusu açığı kapatmak, kaliteyi arttırmak için YÖK’ün aldığı kararı doğru buluyoruz.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Vakıf Üniversiteleri de Taban Puan İstiyor

BAŞTA yeni açılan vakıf üniversiteleri ile bazı devlet üniversitelerindeki programlarda okuyan öğrenciler arasında “puan uçurumları” bir süredir tartışılıyor. Özellikle de bu uçurum vakıf üniversitelerinin burslu ve burssuz programlarında dikkat çekiyor. Aralarında 200’den fazla puan farkı olan öğrenciler aynı programa girebiliyor. Burslu öğrencilerin yüksek puanlarla girebildiği tıp ve hukuk gibi programların ücretli bölümlerine çok düşük puanlı öğrenciler de yerleşiyor.

Her ne kadar bazı yöneticiler “Düşük puanla giren öğrenciyi biz 4 yıl içinde yüksek puanlı öğrenci ile aynı seviyeye getiriyoruz” diyerek bu uygulamayı savunuyor olsa da “giren ve çıkan” öğrencilerde nasıl bir nitelik değişikliği olduğunu ölçen bir sistem henüz yok.

Özellikle insan yaşamını etkileyen tıp ve hukuk alanlarında “puan uçurumu” yaşanması birçok akademisyen gibi YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ı da rahatsız ediyor. Saraç, bu iki bölüme “taban puan” getirmek istiyor. Uygulama yaşama geçerse bu bölümlere belli bir puanı aşamayan öğrenciler giremeyecek.
Taban puan uygulamasını vakıf üniversiteleri de destekliyor. Dün İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve aynı zamanda Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı da olan Rifat Sarıcaoğlu ve Rektör Prof. Dr. M. Remzi Sanver ile birlikteydik. Hem Sarıcaoğlu hem de Sanver, vakıf üniversitelerinin de belli bölümler için “taban puan” uygulaması istediklerini söylüyor.

Bu konuyu YÖK Başkanı Saraç ile yaptıkları görüşmede de dile getirdiklerini anlatan Sarıcaoğlu, “İnsan hayatını etkileyecek tüm programlarda bir taban puan olması gerekiyor. Sadece tıp ve hukuk fakültelerinde değil, sağlıkla ilgili programların tümünde olduğu gibi mühendislik ve mimarlık fakülteleri için de taban puan gelmeli. Bu bölümlerin mezunlarının gerek doktor gerek mühendis olarak yaptıkları her iş hayatımızı etkiliyor” diyor.

Ancak Sarıcaoğlu, taban puanın belirlenmesinde vakıf üniversitelerinin de söz sahibi olması gerektiğini vurguluyor. Bir başka dikkat çektiği nokta ise tıp fakültesi kurmak isteyen bir üniversitenin önce biyoloji gibi temel bölümleri açmakla yükümlü kılınması.

Yükseköğretimde en çok tartışılan konulardan biri olan “akreditasyon” işlemi için önerileri ise bağımsız bir kuruluşun kalite kontrolü yapması ve uluslararası kurumlardan alınan akreditasyonların da tanınması.
YÖK taslağında da getirilmek istenen akreditasyon sistemi çok eleştirilmişti. Çünkü üniversitelere özerklik tanımayan YÖK, akretidasyonu bile kendi yapmak istiyordu.

YGS-LYS Net Sihirbazı Tıkla İndir

Yükseköğretim (Lisans-Önlisans) Program Atlası Tıkla İndir

YGS LYS Başarı Sırası Sihirbazı Tıkla İndir

ÖSYM Tercih Kılavuzu